The Danish Girl /Danimarkalı Kız Film İncelemesi

Bu hafta yeni vizyona giren 2 farklı film izledim. İlki Deadpool,ama inceleme önceliğini Danish Girl’e vermek istedim,çünkü bunu fazlasıyla hak ediyor..Danimarkalı kız sıradan bir sinema filmi değil,başlı başına sanatsal bir yapıt bence.. Gerek oyunculukların muazzamlığı,gerek sanatsal sahneler,kıyafetler,çekimin yapıldığı yerler,filmde kullanılan müzikler adeta sanatsal bir şölen gibiydi..

Ut_HKthATH4eww8X4xMDoxOjA4MTsiGN

Başrollerde Eddie Redmayne, Alicia Vikander ve Amber Heard gibi isimler bulunuyor. Eddie Redmayne benim ilgimi 2 yıl önce izlediğim Stephen Hawking’in hayatını konu alan ‘The Theory Of Everything’ Herşeyin Teorisi isimli filmle çekmişti. Mu-az-zam bir oyunculuğu var! Kendini izlettiriyor ve yaşadığı tüm duyguları iliklerinize kadar hissedebiliyorsunuz.. İtiraf ediyorum hal böyle olunca Danimarkalı Kız daha izlemeden benden +1 puanı kapmıştı bile.. Film 2 saat sürüyor (keşke daha fazla sürseydi) ve en iyi erkek oyuncu oscarını almış bir film. Imdb puanıyla pek işim olmasa da merak edenler için 7/10 (ben 10 verirdim ama -_- )

Eddie-Redmayne-in-The-Danish-Girl

(Yazının bundan sonraki kısmı spoiler içerir)

Einer Wegener ve Gerda Gottlieb sanatsal kişilikleri olan 2 ressamdır. Einer bir erkek olarak Gerda ile evlenmiştir. Gerda uzun zamandır balerin bir arkadaşının resmini çizmeye çalışır. Ve son provalarda arkadaşı gelemeyince balerin kıyafetlerini,çoraplarını Einer’ın giymesini ister,bu şekilde ona bakarak resmedebilecektir. Einer çorapları giyip balerin kıyafetine dokunduğu anda aslında ruhunda yıllardır bastırdığı bir dürtüyle karşılaşır.. Yıllar önce Einer buna benzer birşey yaşamıştır. Sık sık annesinin kıyafetlerini,bulaşık önlüğünü giyen Einer daha çocuk yaştayken farklı olduğunu içten içe hissetmiştir. Fakat toplumun dayatmaları ve zorunlulukları yüzünden hep içindeki o asıl ruhunu dizginlemiştir. Çocukken aşık olduğu erkek arkadaşı ile öpüşmelerini yakalayan babası oldukça sert bir tavır takınarak olayı şiddetle reddetmiş ve her ikisinide dövmüştür..

Alicia-Vikander-in--The-Danish-Girl--JPG

İşte herşey bu sahneyle başlıyor,güzeller güzeli Gerda ‘Lili’yi resmetmeye başlar. Lili aslında Einar’dır. Einar’ın içinde dizginlediği ve asıl ait olduğu ruh Lili ile hayat kazanmıştır. Güzel kıyafetler içinde makyaj yaptığı Einer aşama aşama ruhunu özgür bırakmaya başlar ve Lili’ye dönüşür..Gerdanın Lili’yi resmettiği tablolar şehirde inanılmaz bir ilgi görür ve ünü Parise kadar gider. Başlarda olayın farkında olmayan Gerda kocası Einar’ı resmettiği Lili kıyafetleri ve makyajı ile bir partiye götürür.Bu partide kimse Einar’ı tanımaz.Kaşılarında gördükleri güzel,zarif bir kadındır. Partide bir erkek tarafından ilgi gören Lili buna karşılık verir ve öpüşmeye başlarlar. Bu tabloyu gören Gerda o an herşeyi anlar ve hızla partiden uzaklaşıp eve kaçar..

maxresdefault

Einar Gerda’ya artık içindeki ruhu dizginleyemediğini ve kendini Lili olarak mutlu hissettiğini anlatır. Gerda bunu uzun süre kabul edemez.. Bazen kocası Einar’a ihtiyacı olduğu için Lili’ye onu geri getirmesi için yalvarır.. Ama bu işten geri dönüş yoktur,bir kere ruhu can bulan Lili bir daha hayatı boyunca kendisi gibi hissetmediği Einar olmayacaktır.. Karmakarışık bir sürü duyguyu aynı anda hissettiğiniz bir film olacak,ben filmden sonra uzun süre ağladım hatta,şuan tüm duyguları buraya yazmam,tarif etmem imkansız..

Eddie-Redmayne-in-The-Danish-Girl-602486

Yıllar boyu Einar olarak ruhuna işkence çektirmiş Lili birkaç saat bile olsa hayal ettiği kişi olmuştu..Bu noktada olmak istediğiniz kişi olarak yaratılmışsanız ne denli şanslı olduğunuzu anlıyorsunuz. Gerçek bir kadın olabilmek uğruna dünyada ilk kez cinsiyet değiştirme ameliyatı olan Lili maalesef enfeksiyon kaparak filmin sonunda ölüyor. Günümüzde hala gerçekleşen cinsiyet değiştirme ameliyatlarının temelini atmış ve öncülüğünü yapmış olan Lili’nin hayatı okunmaya değer.. İlk işim Lili Elbe’nin hayatını okumak olacak..

The-Danish-Girl-Eddie-Redmayne

Ahh be güzel Lili keşke herkes senin kadar narin ve hassas olsa. Film gerçek bir olaydan esinlenilerek çekilmiş. 2008 Yılından bu yana çekilmesi beklenen film sonunda izleyicilerle buluştu. Buluştu buluşmasına ama Ankara’da sadece 1 avm de vizyona girdi. Ankara’da yaşayanlar bilir Ankamall en büyük alışveriş merkezlerindendir ve orada vizyona girmeyen bir film görmedim bugüne kadar. ”Nedendir bilinmez!!” ama Danimarkalı Kız filmini vizyona koymadılar! Bu büyük bir haksızlık! Resmen homofobiklik açık açık görülüyor. Film +18 olarak geçse de filmde +18 lik hiçbir sahne görmedim. Herhangi bir filmdeki cinsellikten farklı birşey yoktu. İzleyici kitlesi ise çok canımı sıktı… Bakın fim DRAM ve eşşek kadar yazmışlar bunu… DRAM filminde gülünecek hiçbir şey yoktu ama yanımda oturan ergenler en ufak cinsellik içeren sahnede bile birbirlerini dürtükleyip gülüyorlardı.. Çekinmedim sesli sesli ‘ne işiniz var bu filmde’ dedim.. Aldığım cevap her şeyi açıklıyordu aslında ‘hakkaten kankağğğ elin ibnesinin filminde ne işimiz vaaaar’…

Özellikle sizden farklı yaratılmış insanlarla biraz olsun empati kurmak istiyorsanız bu filme gidin.. Siz istediğiniz bedende yaratılmış olabilirsiniz,ama bu şansa sahip olamayan insanların olduğunu da unutmayın..Şöyle için için ağlayayım,psikolojimi ufaktan okşasın diye bir Dram filmi arayışındaysanız Danimarkalı Kız izlemeniz gereken filmlerden..




BENZER İÇERİKLER

Bu yazıya 2 yorum yapılmış.

  1. Blog sitene bayıldım Sıla!!!İçimde sana karşı bir sempati ve sevgi oluştu birden…..İyi ki “Ulric De Varens Saphir”parfümünü googleda aratmışım….

    • Yaa, haftalardır bloguma girmiyordum, nasıl sevindim yorumuna,çok teşekkür ederimm

YORUM YAZIN

Email adresiniz görünmeyecektir.